İMTİNA
YARGITAY'DAN EMEKLİLİKTE DAYATMAYA FREN
SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı gibi birden
fazla statüye tabi çalışması olanlar hizmet birleştirmesi yapabiliyorlar.
Hizmet süresi tek bir statüden emekli olmaya yetmeyenler için avantaj sağlayan
bu durum, bazı vatandaşların ise emekliliğini geciktiriyor. Yargıtay, hizmet
süresi tek bir statüden emekli olmaya yeterli olanların hizmet birleştirmeye
zorlanamayacağı kararı verdi.
İşçi, memur, esnaf gibi farklı statülerde çalışması olanlar hizmet
sürelerini birleştirerek emekli olabiliyorlar. 2008 öncesi çalışmaya başlamış
olanların hizmet süreleri birleştirilirken, son 7 yıllık fiili hizmet süresine
bakılıyor. Buna göre, son 2520 prim günü en fazla hangi statüde geçmiş ise o
statünün kurallarına göre emekli ediliyorlar. Hizmet sürelerinin eşit olması
halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu statü dikkate
alınıyor.
Sigortalı çalışma başlangıcı 2008 Mayıs ayı ve sonrasında olanlar ise tüm
çalışma yaşamları boyunca hizmet süreleri en çok hangi statüde geçmiş ise o
statüden emekli ediliyorlar.
Hizmet sürelerinin birleştirilmesi, prim günü tek bir statüden emekli
olmaya yetmeyenlere avantaj sağlıyor. Bazı durumlarda ise dezavantaj
yaratabiliyor.
Örneğin, SSK’dan daha az prim günüyle ve daha erken yaşta emekli olmak
mümkün bulunuyor. SSK’lı çalışmanın ardından dükkan işleten bir kişi 7 yıllık
hizmet süresinin çoğunu BAĞ-KUR’da geçirdi ise emeklilik için daha fazla prim
gününe sahip olması gerekiyor. Bu da emekliliği geciktirebiliyor.
SSK’lı çalışırken primleri tavandan yatırılmış olan kişiler çoğunlukla
BAĞ-KUR’lulardan, kimi zaman da hem BAĞ-KUR’lulardan hem de Emekli Sandığı’na
tabi olanlardan daha yüksek emekli aylığı alabiliyorlar.
Ayrıca, BAĞ-KUR prim borcu olanlar borçlarını ödemeden emekli olamadıkları
için emeklilik süresi uzayabiliyor. Bu tür durumlarda vatandaşlar hizmet
birleştirmesi yapmaktan kaçınıyor.
SGK ZORLA BİRLEŞTİRMESİ YAPIYOR
Örneğin, 6500 gün SSK’lı çalışması olan bir kişi yaşını doldurduğunda
emekli olabilir. Bu kişi yaşını beklerken dükkân açtığında SGK bu kez hem SSK,
hem de BAĞ-KUR günlerini dikkate alıyor. BAĞ-KUR’dan emeklilik için en az 9000
prim günü gerektiğinden, yaşını doldurduğu halde kişinin emekliliği gecikiyor.
SGK, böyle bir vatandaşın “Benim SSK’daki prim günlerim emekli olmak için
yeterli. BAĞ-KUR’daki hizmetlerimi dikkate almadan sadece SSK’daki hizmetlerim
ile emekli olmak istiyorum” dediğinde kabul etmiyor. Vatandaşlar ancak dava
yoluyla haklarını alabiliyorlar.
YARGITAY: SİGORTALI İSTEMEDİKÇE
HİZMETLER BİRLEŞTİRİLEMEZ
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi (Esas No: 2020 / 4864, Karar No: 2021 / 5424)
önce SSK’lı, sonra da BAĞ-KUR’lu çalışması bulunan bir vatandaşın ölümü üzerine
eş ve çocukları tarafından açılan davayı karara bağladı. Dosyaya göre, SGK önce
SSK statüsünden aylık bağladı. Daha sonra bu aylığı iptal etti ve eş ve
çocuklarına ödenmiş olan aylıkları faiziyle geri istedi. Gerekçe olarak da
aylığın BAĞ-KUR’dan bağlanması gerekir iken yanlışlıkla SSK’dan bağlandığı,
fakat BAĞ-KUR sürelerinin de aylık bağlamaya yetmediği gösterildi.
Yargıtay kararında, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen
hizmet sürelerinin birleştirilmesine ilişkin 2829 Sayılı Kanun’un amacının,
hiçbir kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan
sigortalı ya da hak sahiplerine, değişik kurumlardaki hizmet süreleri
birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak olduğu vurgulandı.
Böylece, değişik kurumlardaki hizmet sürelerinin ziyan olmasının önlenmesinin
amaçlandığı belirtildi.
Kararda, “Bazı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet süreleri
toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması halinde, diğer kurumlarda
geçen hizmetlerin birleştirilmesinde sigortalının ya da hak sahibinin
iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmamaktadır” denildi.
yaşım ve diğer
şartlarım gelmesine rağmen hala emekli olamıyorum.
SSK ve Bağ-Kur
sigortalılığım var. SSK’ya yeterli prim ödediğim ve yaşım dolduğu için Sosyal
Güvenlik Kurumu’na (SGK) emekli aylığı talebinde bulundum. Ancak yazılı cevap
olumsuz oldu. Yani emeklilik talebim 15 yıl sigortalılık sürem 3 bin 600 gün
primim olmasına rağmen reddedildi. İlk işe girişim de 1971’dir. Kurumdan gelen
cevaba göre, vergi kaydı olmadan sadece meslek odasına kayıtlı olduğum süreleri
Bağ-Kur sigortalısı saymış ve SSK sigortalılığıma geçerlilik tanınmamıştır.
Gerçek çalışmamın geçmediği Bağ-Kur süremin SSK'lı çalışmalarıma öncelikli
olması ve bu nedenle emekli olamamam yasal mıdır? (İsmail Saklıcalı)
DAVA AÇABİLİRSİNİZ
Sayın okurum, Bağ-Kur çalışmaları ile SSK çalışmalarının iç içe girmesi Sosyal
Güvenlik Hukuku’nda hizmet çakışması olarak adlandırılır. Ancak burada en önemli
olan husus, yasal düzenlemelerin, SGK tarafından vatandaş lehine yorumlanması
gerektiğidir. İşte sizin durumunuzda bu örneklerden bir tanesi. Sizin vergi
kaydı olmadan sadece meslek odasına kayıtlı olduğunuz süreler 1995/11 Sayılı
genelge gereği ve yine 1479 Sayılı Yasa’nın 24’üncü maddesinde Bağ-Kur'lu
olmanın şartlarından olan kendi nam ve hesabına çalışma, yani kısaca gerçek
çalışma olmadığında Bağ-Kur sigortalılığının oluşmadığı yargı kararlarıyla bir
gerçektir. Bununla ilgili birçok Yargıtay kararı mevcuttur. Böylece Bağ-Kur
sigortalısı sayılmadığınız bu dönemlerde SSK sigortalılığınız geçerlidir.
Eğer Ek-5 formuyla vergi kaydı olmadan sadece oda kaydı olan dönemleri Bağ-Kur
sigortalısı saydırdıysanız sizin durumunuzda kendiniz için kötü bir işlem yapmışsınız.
Kuruma Ek-5 formuyla yaptığınız talebin iptali başvurusu yapın, eğer olumsuz
cevap alırsanız işlemin iptali için SGK’ya karşı İş Mahkemesi’nde dava
açabilirsiniz.
ŞARTLAR TAMAM İlk işe giriş tarihiniz 1971 olduğundan
15 yıl sigortalılık süresi, 3 bin 600 gün prim ödeme gün sayısı ve 55 yaş
şartlarını doldurduğunuz gün SGK’dan emekli aylığı almak için
başvurabilirsiniz. Sadece SSK günlerini yetiyorsa sırf bu günlerle de SSK’dan
emeklilik talep edebilirsiniz ama SGK bunu reddeder. Redde karşı yargıya
gittiğinizde kazanırsınız.
PRİM BORCU VAR MI?
Uygulamada buna Bağ-Kur imtina davası denmektedir. Burada şöyle bir sorunla
karşılaşabilirsiniz ki çoğu zaman SGK emekliliğinizin daha geç olması için
gayret gösterebileceğinden, meslek odası kaydınız devam ettiği için Bağ-Kur
prim borcu çıkarabilir ve emekli aylığını, Bağ-Kur prim borcunuzu ödediğiniz
ayı izleyen aybaşından itibaren ödemeye çalışırlar. Bu durumda yasaya aykırı
bir uygulamadır.
1 EKİM 2008 SONRASI NELER DEĞİŞTİ?
01.10.2008’de yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasa’da SGK yasaya aykırı bir şekilde
çıkardığı Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile aylık bağlanırken 4/b
(Bağ-Kur) hizmetleri de katılacaksa, 4a (SSK) veya 4/b (Bağ-Kur) şartlarıyla da
emekli olunsa, 4/b borcunun ödenmesini ve aylığın da iş bu borcun ödenme
tarihini takip eden ay başından itibaren bağlanacağını idari işlemle, SGK
yetkisizce düzenleme yapmıştır. Yönetmelikler, Yasa’ya aykırı olamayacağı gibi
yeni sınırlandırmalar da getirememesi gerekir. Bunun temel Dayanağı da Anayasa’nın
13’üncü maddesidir. Aksi halde hukuk uygulanmaz duruma gelecek ve sizin gibi
birçok vatandaş, yasada yer almadığı hâlde hak kaybına uğratılacaktır. Yani
emekli aylığınızı Bağ-Kur borcunuzu öderseniz başvuru tarihini takip eden
aydan itibaren alabilirsiniz.
YARGITAY'DAN ÖNEMLİ
EMEKLİLİKTE 'ZORLA HİZMET BİRLEŞTİRME' KARARI
SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı gibi birden fazla statüye tabi çalışması
olanlar hizmet birleştirmesi yapabiliyorlar. Hizmet süresi tek bir statüden
emekli olmaya yetmeyenler için avantaj sağlayan bu durum, bazı vatandaşların
ise emekliliğini geciktiriyor. Yargıtay, hizmet süresi tek bir statüden emekli
olmaya yeterli olanların hizmet birleştirmeye zorlanamayacağı kararı verdi.
Hizmet sürelerinin birleştirilmesi, prim günü tek bir statüden emekli
olmaya yetmeyenlere avantaj sağlıyor. Bazı durumlarda ise dezavantaj
yaratabiliyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu şekilde birden fazla statüde çalışması
olanlar emeklilik için müracaat ettiklerinde hizmet birleştirmesi yapıyor.
Statülerden sadece birindeki çalışma süresi emekli olmak için yeterli olanları
da aynı işleme tabi tutuyor.
Yargıtay ise 2020/4864 Esas 2021/5424 Karar sayılı kararıyla sigortalı
istemedikçe hizmetlerin birleştirilemeyeceğine karar verdi. Karara göre farklı
sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin
birleştirilmesine ilişkin 2829 sayılı Kanun’un amacının, hiçbir kurumdaki
hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ya da hak
sahiplerine, değişik kurumlardaki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle
aylık bağlanmasını sağlamak olduğu, böylelikle farklı kurumlardaki hizmet
sürelerinin ziyan olmasının önlenmesinin amaçlandığı belirtildi.
Ayrıca karar içeriğinde bazı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet
süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması halinde, diğer
kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde sigortalının ya da hak
sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmayacağı
vurgulandı.
Kaynak: Yargıtay 10. Hukuk Dairesi (Esas No: 2020/4864, Karar No:
2021/5424)
BAĞKUR'DAN
EMEKLİ OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ! İMTİNA DAVASI VAR
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak
kazanma koşullarının 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre, bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının
ise 506, 2925, 1479 ve mülga 2926 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlendiği,
yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmamanın tespitinde belli bir yaşa ulaşma,
belli bir süre prim ödeme, belli bir süre sigortalı olma, sigortalı işten
ayrılma ve Kurumdan yazılı istekte bulunma koşullarının yerine getirilmesi
şartları aranır.
Emeklilik şartlarını sağlarken ,
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Karumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin
Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8’inci maddesinde, birleştirilmiş hizmet
süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi
içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması
halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi
mevzuatına göre aylık bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununun “506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlara
ilişkin ortak geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 7’nci maddesinin birinci
fıkrasında, “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506
sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu
Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434
sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci
maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri,
fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen
süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre
değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun “Hizmet
sürelerinin birleştirilmesi” başlıklı 4’üncü maddesinde, “Kurumlara tabi
çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak
kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.
Ancak, hizmet süreleri toplamının aylık
bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Hükmüne ;
“Aylığı bağlayacak kurum” başlıklı 8’inci maddesinin birinci fıkrasında,
“Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık
fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet
sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi
olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. ‘’demektedir.
5510 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi
uyarınca başvuranın yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının mülga kanun
hükümlerine göre tespit edilmesi gerekmektedir.
SSK (4a) kapsamında yaşlılık aylığı
bağlanması şartlarını yerine getirmesine rağmen 2829 sayılı Kanuna göre
prim ödenen son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en fazla
Bağ-Kur (4b) bendi kapsamında hizmeti bulunması ve 1479
sayılı Kanunda aranan şartları yerine getirmemesi nedeniyle yaşlılık aylığı
talebinin reddedilmesi veya Bağkur hizmetini imtina ederek SSK (4a)
şartlarında emekli olma talebi olmasına rağmen Bağ-Kur emekliliğine zorlanması
kabul edilemez.
2829 Sayılı Kanuna göre , çeşitli sosyal
güvenlik kuruluşlarında geçen sürelerin birleştirilmesi esas ve şartlarının
belirtildiği, aynı sürenin iki kere değerlendirilmesinin sosyal güvenlik prensipleri
ile bağdaşmayacağı, bu sebeple aynı zamana rastlayan sigortalı sürelerden
yalnız birinin birleştirmede nazara alınması esasının getirildiği ifade
edilmektedir. Kanunun 8’inci maddesinin gerekçesinde ise bu madde ile, hizmet
sürelerinin birleştirilmesi suretiyle yapılacak aylık bağlama işlemlerinde, son
sosyal güvenlik kuruluşu mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan kolaylık ve
istismarların önlenmesi amacıyla yeni bir düzenleme yapıldığı, bu suretle bir
kimsenin dilediği sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olabilmesi için, o
kuruluşa son yedi yıllık hizmet süresi içinde diğer sosyal güvenlik
kuruluşlarından daha uzun süre ile prim veya kesenek ödemiş bulunmasının
zorunlu hale getirildiği ve dolayısıyla sigortalı ve iştirakçilerin sosyal
güvenlik kuruluşları arasındaki muvazaalı geçişlerinin büyük ölçüde önlenmiş
olduğu belirtilmektedir
Görüldüğü üzere hizmet birleştirmesine,
2829 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığı durumlarda
başvurulmakta, farklı kapsamdaki hizmet süreleri toplamının aylık bağlanmasına
yeterli olmaması halinde hizmet birleştirmesi yapılmamaktadır. Hizmet
sürelerinin birleştirilmesinde güdülen amaç, sigortalı ve iştirakçilerin sosyal
güvenlik kuruluşları arasındaki muvazaalı geçişlerini önlemek olarak
belirmektedir. Geçiş yapılan son sosyal güvenlik kuruluşu mevzuatının
uygulanmasından kaynaklanan kolaylığın istismarları beraberinde getirdiği, yasa
koyucunun bunu önlemek amacıyla yeni bir düzenleme yaptığı açıktır. Bu amaçla
bir kimsenin dilediği sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olabilmesi için, o
kuruluşa son yedi yıllık hizmet süresi içinde diğer sosyal güvenlik
kuruluşlarından daha uzun süre ile prim veya kesenek ödemiş bulunmasının
zorunlu hale getirildiği görülmektedir.
Dolayısıyla iki ayrı statüde sigortalı
olarak çalışan bir kişinin her iki sigortalılıktaki yaşlılık aylığı bağlanma
şartlarını ayrı ayrı yerine getirememesi durumunda bu hizmetlerin
birleştirilmesi neticesinde yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi imkânı da
getirilmektedir,fakat bu hizmet birleştirmeye zorlamak olmamalıdır.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu’nun 55.Maddesi :”Bu Kanuna göre gelir ve aylık bağlanan
sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının kendilerine veya başka hak
sahiplerine bağlanmış bulunan gelir ve aylık tutarının düzeltilmesini
gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir ve aylık tutarları ,değişikliğin
meydana geldiği tarihten sonra ki ödeme dönemi başından başlayarak yeni duruma
göre düzeltilir.” Demektedir.
SGK emeklilik başvurularında :”2829
Sayılı Kanunun AYLIĞI BAĞLAYACAK KURUM başlıklı 8.maddesinde
Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son yedi yıllık
fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca hizmet
sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun
tabi olduğu kurumca ,kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir …”amir olup
yapılan işlemin yasa gereği olduğunu öne sürmektedir.
Konu hakkında Yüksek Mahkeme Yargıtay’ın
“sigortalıların hizmet birleştirmeye zorlanamayacağı ,sigortalıların tercih
ettiği sigortalılığa göre aylık bağlanması gerektiği “yönünde bir çok kararı
mevcuttur.
Yargıtay 10.HD ’ nin 04.02.2021
tarihli ,2020/2752 E. 2021/1196 K.sayılı Kararında “Sosyal Güvenlik Kurumlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi hakkındaki mülga 2829 sayılı
Kanunun amacı ;hiçbir Kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli
olmayan sigortalı veya hak sahiplerine değişik Kurumlardaki hizmet süreleri
birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak bu suretle değişik Kurumlardaki
hizmetlerin ziyan olmasını önlemek olup ,bazı Sosyal Güvenlik Kurumlarında
geçen hizmet süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması
halinde ;diğer Kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde ;sigortalının ya
da hak sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk
bulunmamaktadır.”denilmektedir.
Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 27.06.2019
tarihli 2018/4594 E.2019/4815 K.sayılı ilamında ;”2829 Sayılı Yasanın amacı
hiçbir kurumdaki hizmeti aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ve hak
sahiplerine aylık bağlanmasını sağlamak ve değişik kurumlardaki hizmetlerin
birleştirilerek ziyan olmasını önlemektir.Yasa ile vatandaşlara sosyal güvenlik
sağlanarak kişileri yaşadıkları toplum içinde insan onuruna yaraşır şekilde onları
başkalarına muhtaç etmeyecek asgari hayat standardı sağlanmak
istenmiştir.Aksinin düşünülmesi Anayasanın sosyal güvenliğin bir insan hakkı
olduğuna ilişkin ilkesine aykırılık oluşturur.Nitekim aynı ilkeden hareket
edilerek kişilere askerlik hizmetinden veya yurt dışı hizmetlerinden yaşlılık
aylığı bağlanmasına yetecek kadar süreyi borçlanarak değerlendirme olanağı
tanınmış ,tüm süreyi borçlanma zorunluluğu konmamıştır.Söz ve deyimlerin lafzi
anlamına sıkı sıkıya bağlanarak ,2829 sayılı Yasadan yararlanabilmek için,
kişiyi tüm sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet sürelerini birleştirmeye
zorlamanın sosyal güvenlik sistemi ve yasanın amacı ile bağdaşmadığı gerçeği
karşısında kişiye tek bir yasaya tabi çalışması ya da borçlanması ile aylık
bağlanabiliyorken ,ikinci bir sosyal güvenlik kurumuna tabi hizmetin
birleştirilmesine zorlamak uygun olmayacaktır.
(HGK ‘nın 06/03/2002 tarih ,2002/132 Esas ve 2002/139 Karar sayılı ilamı
da aynı doğrultudadır.)
Yine 07.03.20212 tarihli Yargıtay Hukuk
Genel Kurulu ‘nun 2011/813 E-2012/124 K sayılı kararında ise SSK ve Emekli
Sandığına ait hizmetleriyle yaşlılık aylığı tahsisi için yeterli gün sayısı
bulunan ve Bağkur hizmetini birleştirmek istemeyen davacının 2829 sayılı kanundan
yararlanması için kişiyi sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet sürelerini
birleştirmeye zorlamanın Sosyal Güvenlik sistemi ve Kanunun amacı ile
bağdaşmadığı vurgulanmıştır.
Sonuç olarak; Emeklilik başvurusu
yaparken ;’’Hizmet birleştirme yapılmadan sadece SSK, sadece Emekli Sandığı
hizmetlerim dikkate alınarak emekli olmak istiyorum .’’ ibaresi ile SGK
emeklilik başvurusu yapılmalı ,bu yapılırken SSK ,Emekli Sandığı hizmetlerinin
tek başına emekli olmak için yeterli olup olmadığının kontrol edilmesi, her
şeyden önce emekli aylığı açısından fayda zarar hesabının yapılması doğru
olacaktır.
İmtina Davası olarak Yargı da yerini
alan bu davalar ile emeklilik şartlarınızda özellikle emekli aylığında
Sigortalı Lehine değişen sonuçlar yıllardır alınmaktadır.
“Davacı taraf
SGK'ya 21/11/2016 tarihli emeklilik başvuru dilekçesinin 4759 sayılı Yasanın 7.
maddesine göre 52 yaşını doldurduğunda emekli olabileceği bildirilerek
talebinin reddedildiğini ve yine 5510 sayılı Kanun geçici 2. maddesine göre
5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra 2829 sayılı kanuna tabi olarak bu
kanunun 8. Maddesine göre son 7 yıllık hizmet süresi içerisinde en fazla
hizmetin geçtiği statüye tabi olarak emekli olunacağı bildirilerek en fazla
hizmetin bulunduğu 5510 sayılı Kanunun 4 madde 1.fıkrasının b bendine tabi
olması nedeni ile aylık bağlanma şartlarınnı 506 sayılı kanun 81. maddesine
göre tespit edilmesine imkan bulunmadığı gerekçesi ile emeklilik talebinin
reddedildiğini ve Bağkur ve sgk emeklilerinin koşulları arasındaki bir çok
maddenin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olup emeklilik yaşı ve prim günü,
bağlanan maaşlar ile ödenen prim miktarlarının bağkur aleyhine eşitsiz
olduğunu, iddia etmiştir.
Davacı serbest
avukatlık yapmakta iken sgk topluluk sigortasına tabi olup değiştirilen yasa
ile bağkura tabi tutulmuş 2 kurumun birleşmesi neticesinde son 7 yıla göre
emekliliği değerlendirilmiş ve talebi reddedilmiştir. Değiştirilen yasa ile
statüsü ve bağlı olduğu kurum değiştirilmiş ve iki kurum arasındaki yasal
düzenlemelerin farklı olması nedeni ile emekli olamamıştr.
İtirazın
Konusu aşağıda belirtilen kanunların Anayasaya aykırılığı iddiası ile iptal
istemidir.
Davacı anayasaya aykırılık
iddia ettiği dilekçesinde:
1)
SGK 'nın davacının
21.11.2016 tarihli emeklilik başvuru dilekçesine karşılık verdiği cevabi yazıda
4759 sayılı Yasanın 7. maddesine göre 52 yaşını doldurduğunda emekli olacağı
bildirilmiştir. Yine 9.3.2017 tarihli yazısında SGK, 5510 sayılı Kanun geçici
2. maddesine göre 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra 2829 sayılı
kanuna tabi olarak bu kanun 8. maddesine göre son yedi yıllık hizmet süresi
içinde en fazla hizmetin geçtiği statüye tabi olarak emekli olunacağı
bildirilerek son yedi yıllık fiili hizmet süresi için en fazla hizmetin 5510
sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının b bendine tabi olması nedeniyle
aylık bağlanma şartları 506 sayılı Kanun 81. maddesine göre tespit edilmesine
imkan bulunmamaktadır gerekçesiyle emeklilik talebi reddedilmiştir.
Davacı, Bağkur
ve SGK emeklilerin koşulları arasında bir değil onlarca madde ve uygulaması
Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, Gerek emeklilik yaşı, gerek prim
günü gerek bağlanan maaşlar, gerek ödenen prim miktarları hep Bağkur aleyhine
eşitsiz olduğunu iddia etmektedir.
2)
Davacı: 2829 sayılı
Yasa Madde 8 “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son
yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca,
hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden
sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve
ödenir.”
Maddesinin
Anayasa'nın eşitlik ilkesine yani 10. maddeye ve Anayasa 2. maddeye açıkça
aykırı olduğunu iddia etmektedir. Bu madde ile hem iki ayrı kurumdaki
kazanılmış hakların kaybolmakta hem ayrı ayrı Bağkur veya SGK da tabi olsa
emekli olacakken ikisinin birleştirilmesi gerektiğinde bu madde engeline
takılarak emekli olamadığını, Örneğin SGK girişiyle prim ödemesi başlamış ve
zorunlu olarak avukatların Bağkura tabi olması yasası ile 2008 kadar SGK’lı
çalışmış 2008de çıkan 5510 sayılı Yasanın 106 md si ile Bağkura zorunlu tabi
olduğunu, başından beri Bağkurlu olsa 46 yaşa tabi olacağını. yahut başından
sonuna kadar
SGK’lı olsa
yine 46 yaşına tabi olacağını ancak yasalarla zorunlu olarak aynı işi yani
serbest avukatlık yaptığı halde farklı kurumlara tabi edildiği için birden bire
52 yaşa tabi olduğunu , Dolayısı ile 5510 sayılı Yasanın 106 maddesi ve 2829
sayılı Kanun 8. maddesi geçmişe ilişkin kazanılmış haklarını korumaması nedeni
ile Anayasa eşitlik madde 10 ve Anayasa 2. maddesine aykırı olduğunu, Çünkü
yaptığı iş, çalışma biçimi değişmediği serbest avukat olarak çalışmayı
sürdürdüğü halde 5510 sayılı Yasanın 106. maddesi ile zorunlu olarak Bağkurlu
yapıldığını sistem değişmese ödemiş olduğu primler dikkate alındığında 46 yaşa
tabi olacakken zorunlu sistem değişikliği ile tüm kazanılmış haklarını
kaybederek birdenbire emeklilik için 52 yaşa tabi olduğunu. Ya her iki kurum
tam anlamı ile eşit haklara tabi olmalı ya da bir kaç kurumda çalışmış
kişilerin son yedi yıl uygulaması-kuralı değiştirilerek kişinin lehine olan
hangi kurum ise ona tabi olabilmesi gerektiğini,
Serbest
avukatlık yaparken SGK topluluk sigortasına tabi iken getirilen yasa ile
Bağkura tabi olduğunu. İki kurum birleşmesi olunca da son yedi yıla göre
emekliğinin değerlendirildiğini ve talebinin reddedildiğini. Sonradan getirilen
yasalarla statüsü ve bağlı olduğu kurumun değiştirildiğini ve emeklilik
koşulları iki kurum arasındaki yasal düzenlemelerin farklı olması nedeni ile
emekli edilmediğini, Bu durumun kazanılmış haklarının korumasına aykırı
olduğunu.
Anayasanın 2.
maddesinde yer alan Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri de belirlilik
olduğunu. Hukuk devletinde kurallar öngörülebilir olması gerektiğini. Bireyin
hangi koşullarda ne ile karşılaşabileceğini öngörebilmesi gerektiğini iddia
etmiş, Öngörülebilirliğin, mevzuat normunun açık ve anlaşılabilir olması olup.
Birey kendi davranışının, ya da devletin davranışının, muhtemel sonuçlarını,
önceden tahmin edebilecek durumda olması gerektiğini iddia etmiştir.
3)
Yasal değişiklikle
Bağkur’lu olunca aksatmaksızın primlerini günü gününe ödediğini. BORCUNU
ÖDEMEYENLERE GETİRİLEN 6552 SAYILI YASA 81 madde sinden YARARLANANLAR BORÇLU
BULUNDUKLARI BAĞKURLARINI SİLDİREREK emekli olabildiklerini, DAVACININ
DURUMUNDA OLAN AMA BORCUNU ÖDEMEYEN AVUKATLAR EMEKLİ OLDUĞUNU, Çünkü 2008
itibari ile zaten SGK’dan emeklilik prim günü dolmuş olduğu için davacının
BAĞKUR primlerini ödemese bu yasa ile affa uğrayacak ve son yedi yılının
otomatik olarak SGK göründüğü için emekli edileceğini. BORCUNU ÖDEDİĞİ İÇİN
BAĞKUR GÜNLERİNİ SİLDİREMEDİĞİ VE EMEKLİ OLAMADIĞINI, Üstelik SGK’dan emekli
olup maaşını da Bağkur’a göre daha fazla alacağını. Ayrıca sekiz yıldır bin bir
zorlukla ödediği toplamda yüz bine yaklaşan primlerin cebinde kalacağını. Bu
yasanın Anayasa'nın eşitlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı olduğunu. Bu yasanın
büyük bir haksızlığa yol açtığını ve yine son yedi yıl en çok prim uygulaması
nedeniyle. BÖYLELİKLE BORCUNU ÖDEDİĞİ , DEVLETE HİÇ BORCU OLMAYAN BİR VATANDAŞ
OLARAK CEZALANDIRILMIŞ OLDUĞUNU. EN AZINDAN KENDİ DURUMUNDAKİ KİŞİLERE SEÇİMLİK
BİR HAK VERİLMESİ GEREKTİĞİNİ. SGK YA GÖRE PRİM GÜNÜ VE YAŞ ŞARTINI TAMAMLADIĞI
HALDE primlerini düzenli ödediği için, son üç buçuk yıl Bağkurlu olduğu için
SGK’DAN EMEKLİ OLAMADIĞINI. BAĞKUR’A GÖRE PRİM GÜNÜNÜ TAMAMLADIĞI HALDE YİNE
EMEKLİ OLAMADIĞINI. 4759 SAYILI YASANIN 7 MADDESİ GEREĞİ 23 Mayıs 2002’DEN ÖNCE
EN AZ 4.500 GÜN ÖDEMİŞ OLMASI GEREKTİĞİ İÇİN;
Yine her iki kurumda prim günleri olanlar için; 4759
sayılı Yasa 7. maddesi de eşitliğe aykırı biçimde düzenlendiğini iddia etmiş,
4759 sayılı Yasa ile 1999 itibarıyla yaş şartına kademeli geçişler
öngörüldüğünü. Yeni sistemde emekli olunacak yaşta SSK'lılarda ilk defa sigortalı
olduğu tarih esas alınırken, Bağ-Kur'lularda 1 Haziran 2002 itibarıyla ödediği
prim dikkate alındığını. Böylece farklı kurum gün birleştirmelerinde SSK daki
ilk işe giriş tarihi sonradan Bağkurlu olanlar için yok sayıldığını. Bunun da
Bağ-Kur'luların mağduriyetine neden olduğunu. Ve eşitlik ilkesi çok büyük yara
aldığını.
4)
SGK ve Bağkurdan
emeklilik koşulları zaman zaman çıkan yasalarla Bağkur primini düzenli
ödeyenler aleyhine büyük bir eşitsizlik oluşturduğunu. Bağkurluların hem daha
çok gün prim ödemekte, hem daha yüksek prim ödemekte hem daha geç yaşında
emekli olduğunu hem de aldığı maaşın daha düşük olduğunu. Ve yasa koyucunun bu
eşitsizliği gidermek yerine çıkan her yasa ile eşitsizliği derinleştirdiğini,
İki kurum arasında onlarca eşitsizlik olduğunu. Esasında her iki kurum her
bakımdan eşit koşullara sahip olsa sorun çıkmayacağını ve her iki kurum eşit
yasa ve uygulamaya sahip olmadığı için son yedi yılda bir gün bile fazla günle
bağkurlu gözüken mağdur olduğunu. Her iki kurum birleştirmelerinde kurumlar
arası eşitsizlik giderilene kadar en azından hak sahibinin lehine olan
uygulanmaların yapılması gerektiğini iddia etmiştir.
Davacı:
A- 5510 sayılı Yasanın 106 maddesi,B- SGK 5510 sayılı
Kanun geçici 2. maddesine göre 5510 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra
ÖZELLİKLE 2829 sayılı Kanuna tabi olarak bu kanun 8 maddesi son yedi yıllık
hizmet süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği statüye tabi olarak emekli
olunacağı yasal düzenlemesi ve maddeleri ki son yedi yılda en çok prim gün
uygulaması eşitsizliğin temel nedeni olduğunu,
C- 4759 SAYILI YASANIN 7. MADDESİ GEREĞİ 23 Mayıs
2002’DEN ÖNCEki prim günleri ile yaş şartına kademeli geçiş getirilmiş SGK ilk
giriş tarihi yok sayılması nedeni ile kazanılmış haklar yok sayılarak iki kurum
arasındaki eşitsizliği derinleştiren maddeleri,
D- BAĞKUR BORCUNU ÖDEMEYENLERE GETİRİLEN 6552 SAYILI YASA
81. madde sinden YARARLANANLAR BORÇLU BULUNDUKLARI BAĞKURLARINI SİLDİREREK
dolaylı da olsa emekli olabilmelerini sağlayan maddede ödeyenler lehine de
düzenleme yapılmamış olması,
E- Her iki kurumda ödenen maaş hesabının farklı yapılarak
Bağkurluların daha az maaş almasına neden olan hesaplama ve düzenlemeler ilgili
maddeler
F- Her iki kurum arasındaki farklı en az prim günü
ödenmesine ilişkin eşitsizliğe neden olan maddelerin,
Anayasa'nın 2. ve 10. ve 60. maddelerine aykırı olduğunu,
5)
Anayasamızın 60.
maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” buna göre devlet tek
taraflı bir düzenleme ile ortadan kaldıramayacağı ve temel hükümlerin sigortalı
aleyhine değiştirilemeyeceği, mevcut durumun Sosyal Güvenlik Hukukunun temel
ilkeleriyle şekillenen Anayasamızın 60. maddesine aykırı olduğunu, devletin bu
düzenlemenin aksine bireylerinin sosyal güvenliğini kolaylıkla sağlayacak
tedbirleri alması ve Sosyal Güvenlik Sisteminin geliştirilmesi eşit ve adil
biçimde düzenlemesi gerektiği de açık olduğunu, BAĞKUR-SGK ARASINDAKİ
ücret-prim-sisteme giriş ve başlangıçları esas alınırken ki farklılıkların
büyük bir eşitsizlik yarattığı açık ve kesindir. Yine ayrı ayrı tek bir
kurumdan(SGK veya BAĞKUR) müvekkilin şu anki nitelikleri emekli olmayı
sağlarken iki kurumdaki hakları birleştirince bu hakkının kaybolması
adalete-eşitliğe-hakkaniyete uygun olmayacağını,
Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar
farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi
zedelenmeyeceğini. Başka bir anlatımla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş
olanlar arasında, kanunlara konulan kurallarla değişik uygulamalar
yapılamayacağını. Kanunlar, eşitlik ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya
benzer durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve
yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit
davranılmasını sağlayacak kurallar içermesi gerektiğini, Devlet sosyal güvenlik
hukuku ile ilgili haklardan yararlananlar arasında eşitsizliğe neden olacak
düzenlemeler yapamayacağını. KAZANILMIŞ HAKKIN KORUNMASI ve HUKUK GÜVENLİĞİ,
GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK ilkeleri hukukumuzdaki temel hukuk prensiplerinden olup tüm
yasal düzenlemeler yapılırken bu prensiplerin dikkate alınması zorunlu
olduğunu, beyan ile açıkladığı nedenler ve resen tespit edilecek nedenlerle
ilgili maddelerin Anayasaya Aykırılığı konusunda karar verilmek üzere dosyanın
Anayasa Mahkemesine gönderilmesini, talep etmiştir.
Davacının Bağkur ve SGK emeklilik koşulları arasında
Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı hükümler bulunduğu, 2829 sayılı Yasa mad. 8
gereğince birleştirme nedeniyle aleyhine durum yaratıldığı, borcunu ödediği
için emekli olamamasının eşitliğe aykırı olduğunu, borcunu ödemeyenlerin 6552
sayılı Yasa 81. maddeden yararlanamamış olmasının ve emekli maaşı bağlansa bile
daha düşük bir maaş bağlanmasının Anayasa’nın 2., 10 ve 60. maddelerine aykırı
olduğu iddiası ciddi ve yerinde görülmüş,
Davacının 2829 sayılı Yasa mad. 8 6552 sayılı yasa
81.maddesi, 4759 sayılı Yasa 7. maddesinin 5510 sayılı Yasa 110. maddesi ve
4759 sayılı Yasa 7. maddesinin eşitler arasında farklı uygulamalara neden
olduğu, kanunların belirlenebilir hükümler getirmesi ilkesine aykırı olduğu,
kazanılmış hakkın korunması ve hukuk güvenliği ile geçmişe yürümezlik
ilkelerinin bu maddeler ile zarar gördüğü, sosyal güvenliğe dair Anayasal
hakkın mevcut kanunlar ile zarar gördüğüne dair davacı iddiası incelenebilir
nitelikte görülmekle Anayasaya aykırılık iddiasının Anayasa Mahkemesince
incelenmesi için dosyanın ANAYASA MAHKEMESİNE gönderilmesine,Anayasaya
aykırılık iddiasının incelenmesi nedeniyle yargılamanın 5 ay süre ile geri
bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.” Esas Sayısı :
2018/132 Karar Sayısı : 2018/95