AİLESİNE AİT İŞYERİNDE ÇALIŞANLAR DİKKAT …
Yargıtay’dan 18 yaş öncesi sigorta için önemli bir karar
Sosyal güvenlik uygulamalarında , 18 yaşından önce
uzun vadeli sigortaya tabi çalışmalar emeklilik koşullarının belirlenmesinde
dikkate alınıyor ve prim günlerine sayılıyor. Sigortalılık süresi ise 18 yaşın
tamamlandığı tarihte başlıyor.
İşverenin işyerinde ücret karşılığı çalışan ve ücretleri
işyeri kayıt ve belgelerine usulüne uygun şekilde intikal ettirilen eş
sigortalı sayılıyor, ancak herhangi bir ücret ödenmeyen eş ise sigortalı
sayılmıyor.
Kanunda işverenin işyerinde çalışan çocukları, ana,
baba ve kardeşleri için herhangi bir istisna hükmü yer almadığından, işverenin
hısımları hizmet akdine dayanarak çalıştıkları takdirde sigortaya tabi
tutuluyorlar. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eski 506 Sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu’nda ve yeni 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu'nda bir hüküm bulunmamasına rağmen anne babaya ait işyerinde
18 yaşından önce çalışan çocukların sigortasına ilişkin farklı kurallar
belirliyor.
Buna göre, baba veya anasına ait işyerinde çalışan
çocukların sigortasının geçerli sayılabilmesi için vasinin iştiraki ile yazılı
olarak yapılmış ve hakim tarafından tasdik edilmiş bir iş sözleşmesi
bulunmasını zorunlu kılıyor. SGK, zamanında düzenlenmiş ve hakim tarafından
onaylanmış iş sözleşmesi bulunmazsa 18 yaşın altında anne babaya ait işletmede
yapılan sigortayı geçersiz sayıyor.
İşverenin 18 yaşını bitirmiş veya 18 yaşından evvel
evlenmiş çocuklarının anne babaya ait işyerindeki sigortasının geçerli
sayılabilmesi için hakim onayı olmaksızın iş sözleşmesi olması yeterli kabul
ediliyor.
SGK, 18 yaşından önce anne babasının işyerinde
çalışmış olanların hakim onaylı iş sözleşmesi yoksa sigortasını kabul etmiyor,
sigorta başlangıcı olarak da saymıyor. Kanunda hüküm olmamasına rağmen hakim
onaylı sözleşme koşulunu eski ve yeni Medeni Kanun’daki bir hükme dayandırıyor.
Yürürlükteki Medeni Kanun’un 345’inci maddesinde, “Çocuk ile ana veya baba
arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında
yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesi, bir kayyımın
katılmasına ve hâkimin onayına bağlıdır” deniliyor. Eski Medeni Kanun’un
271’inci maddesinde de aynı mahiyette hüküm bulunuyor. SGK, iş sözleşmesi
işçiyi işverene karşı çalışma borcuna soktuğu için Medeni Kanun hükmünün
uygulanması gerektiğini savunuyor.
SGK emeklilik talebinde bulunan bir vatandaşın 18
yaşından önce annesine ait işyerindeki sigortalı çalışmalarının geçersiz
olduğunu ve sigorta başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğini belirterek
emeklilik talebini reddetti. Vatandaş iş mahkemesinde dava açtı.
İş mahkemesi, çocuğun 18 yaşından önce ana veya
babasına ait işyerinde çalışmasının çocuğu çalışma yükümlülüğü dışında borç
altına sokan bir işlem olmadığını, buna karşılık çocuğu sosyal güvenlik
şemsiyesine alarak menfaat sağlandığını belirterek Medeni Kanun hükmünün bu
konuda uygulanamayacağı kararı verdi. SGK’nın emeklilik talebinin reddine
ilişkin işlemini iptal etti. İş mahkemesi kararında, bu kural geçerli kabul
edilse bile sadece anne ve babaya hakim onaylı sözleşme olmadan çocuğu
çalıştırdıkları gerekçesiyle cezai yaptırımın söz konusu olabileceği, sigortalı
çalışmanın geçersiz sayılamayacağı belirtildi.
SGK avukatlarının talebi üzerine dosya bölge adliye
mahkemesine gitti. Bölge adliye mahkemesi de iş mahkemesinin kararını haklı
buldu. BAM kararında, davacı adına 18 yaşını doldurduğu tarihten önce annesine
ait işyerinden yapılan bildirimlerin fiili ve gerçek olmadığının iddia ve ispat
edilmediği gibi aynı tarihte çalışan işçilerin fiilen çalıştığı yönünde ifade
verdikleri belirtildi. Kararda ayrıca, gerek 506 Sayılı eski Sosyal Sigortalar
Kanunu’nda, gerekse yürürlükteki 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda Türk
Medeni Kanunu’na yapılmış herhangi bir atıf bulunmadığı vurgulandı. Çocuk
yararına konulmuş hukuk kurallarının çocuk aleyhine yorumlanamayacağı ve sosyal
güvenlik hakkından mahrum bırakılmasının hukuk ve adalet ilkeleri ile
bağdaşmayacağı kaydedildi.
SGK’nın temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay 10.
Hukuk Dairesi’ne geldi. Yargıtay kararında (Esas No: 2023/1400, Karar No:
2023/1658) iş mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararları kanuna uygun
bulunarak onandı.
argıtay kararları sadece karara konu davaya uygulanabiliyor.
Herkes açısından bir hak oluşturmuyor. Bununla birlikte benzer durumda olan
kişilerin açacakları davalar açısından emsal teşkil ediyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu konuyla ilgili 2013/11 Sayılı
Genelge’de değişiklik yapmadığı sürece benzer durumda olanların ayrı ayrı dava
açması gerekiyor.